11 Nisan 2016 Pazartesi

Yaburka 5. fasilite 14. segment: Bir Trilengeç Avı

Sesinde salamboryanın ezgisi
Kaça geldi bu aşkın tanesi
Narlar aldırırım kurtarırım seni
Yeter ki wittgeinstein haklı bulunsun.

Her yana uzanmış kel kafalı kelebek
Ye bir iki kaşık senin için bu kahır tabağı
Kaliforniyanın soğuyu pek bir acı keser kemerini,
Öyleyse bir daha, ama bu defa vurarak!

Taksi çağıran masonlar ündelendi anlaşılmazsızın
Bir bilete dünyayı fetheden kral biguti mi geldi?
Öyleyse pilava ateş eden namussuzlar yakında geçecekler!

Yaksar dudaklarımda büzülen johnun selameti değil
Kaygan çekirdek çöpleri de bu sevdaya dahil değil
Yalnızca ben ve silivrideki bazı domatesler.

Yaburka 5. fasilite 12. burgule: Karışık bir piyade

Dikenli yumurtaları elimde ufalandı,
Selengürlerime dokunmayın, fızarım!
Salımdaki bir delik beni öldürebilir
Ancak ben de geniş bir tuvalet kağıdıyım.


Fasüldikenlerimde açan bir çiçeğe verdim anahtarın,
15inde yürek hoplatan karaçalı koklayan yaşlı yumurcak
Süplengeçleriniz açık tut, karıverir aniden anlamazsın
Bir kuşak böylesine yanıp gitti çavdar tarlalarında.


Gel yat sen de dizlerimin kosinüs feridine
Herkese yer var suburcak ellerin üşümekten yorgun argın
Faturalarını ödemeden evden kaçan
18 inde yürek targası , kaçıp giden düşsel pranga


Siniryatında dinlenen küçük bötrütülere asmayasın kulak
Onlar karpuz çekirdeğini destekleyen madrabaz hainlerdir!
Ben hiç çıkmadım asansörün 20.katın
Bazıları düşüp kalbimi kırdılar.

17 Mart 2016 Perşembe

Çatallanan Yol

Bir adam sahiplenir belirsizliği, salınır sarkaçlar gibi ve bekler indirgenmeyi bir başka karmaşıklığa.
 Kesinliği bilmemiştir, tek nimetidir güvensizlik. Gizlenir salı yıldızlarının altında, ispatlanmayı bekler. 
Sıradanlıktır barınağı, kovulun koltuk değnekleri kovulun.
 Sizlere elveda edeli çok olmadı mı?

15 Şubat 2016 Pazartesi

ıƨɒnyA niniqɿoᖷ


,ʞɒᖷ ʞɒᖷ ʞüyüd ɒnɒƨ mɒlɘƧ
.qɒɔniƨ ɒɔıƨɒloɿʜɒʞ
 ? ʞɒv ʞɒv ɿid niƨim ɿɘƚƨİ
.ɘɔiƨniƨ ımıɿɒlɿɒvub ɿıƨı ,ɒmıqɒʞ ɿuv ɘƨyɘlyÖ

14 Şubat 2016 Pazar

7

Oturuyorum korkuluklarla dolu mahallede.
ilerde bir adam huzur eskitiyor.
Damlar bıyıklarından kenarları sararmış bir tarih.
anlatır bilinen bir bilmeceyi.

Onun yanında bir sakat, zamanı tül gibi inceltip, 
izliyor olanları, içlerinden biri benimdir belki de.
Bir dilencinin kesilmiş soluğu,
 dualar yel olmuş esiyor cüzdanlara uğramadan.

Bir de kirli bir kedi vardır ki dolaşır korkuluklarla dolu mahallede,
fedakarlık sanatçıları da gelir şimdi resimlerini çerçeveletmeye.
Düğümlenir eli bir çiftin, aksar adımları.

Dilimde çogalır sarkisi 7 de dolaşanlar ne de mutlu. Neşesi sıçrar kaldırımlara korkarım basmaktan kırmızı yanaklı taşlara.

Sarılanlari görürüm tatlı bir telasla, etlerini koparırlar biraz daha mutluluk biraz daha. Bahçıvan ağaçları neden yamuk kesmiş tartışırlar bunu. 

Geridönüşümsüz Köşe

Köşede bir adama gerilmiş bir kadın, beklemekte tanıdık bir çelişkiyi. Bir adam görmesin, görmesin alınır üstüne her ıslığı.

Raylarda ezilir sözcükler, yetişemez kadına.
Duraksar, söyleyemez belki de o kadın verilmiş bir ödevdi.
Duraksar söyleyemez o kadın belki de öfkeli bir emirdi.
Duraksar söyleyemez o kadın belki de inanacağı dindi.

Koşamazsın hızlı esaretten, geçemezsin pudra bahçenin çitlerini. 
Sevgili dostum bu kazanabileceğin bir savaş değil. 

Bir adam duymasın, duymasın inkar eder huzurbozan her gerçeği.
Köşede bir adama gerilmiş bir kadın, beklemekte tanıdık bir çelişkiyi.

Bir adam gitmesin, gitmesin, 
Belki de o kadın kucağına yatmış bir tekinsizlikti.
Belki de o kadın gülümseyen bir güvensizlikti.
O kadın belki de sahiplenilmiş bir belirsizlikti. 
Bir adam üzülmesin, üzülmesin o kadın belki de...

Tutarsız Ev

Aceleyle işaretlenmiş her kapı. Bir adam gelecek, bir adam gelecek.
Alınca kokusunu pişmanlığın, başlar demeye ben değilim, ben değilim.
Tutarsız ev beklediği gibi değil. ne de saçma?
Yakasını sıkmaya başlayınca temiz çarşaflar, başlar demeye ben değilim, ben değilim.
Tutarsız ev beklediği gibi değilmiş, ne de saçma?